Çok kazanandan çok az kazanandan az diye yola çıkılan 7194 sayılı Torba Kanunun çok tartışılan konularından birisi “Değerli Konut Vergisi” oldu. Değerli konut vergisinin vergi tekniğine ve adaletine aykırı yönlerine değindik. Fakat burada farklı bir konuya dikkat çekeceğim.
Değerli konut vergisi, atılan taşın ürkütülen kurbağaya değmeyeceği bir düzenleme idi. Ancak, kamuoyunda lüks villalar, zenginler vergilenecek gibi bir hava oluşturdu. Bu hava, ilgilinin asıl vergilenmesi gereken alandan başka alanlara kaymasına neden oldu?
Zengini mi vergilemek istiyorsunuz? Bütçe için ek kaynağa mı ihtiyacınız var? Toplumun yarattığı değerleri sömüren, yapılan yatırımları saptıran, çarpık kentleşmeye, altyapı plansızlığına yol açan, yolsuzluğun sınır tanımadığı kent rantlarına bir el atın.
İmar yolsuzlukları, arsa spekülasyonları, içerden öğrenilen bilgiler ile üç beş yılda bire yüz, bire bin katan yeni türedi zenginleri bir yoklayın. Bütçe açığı diye bir şey kalmaz.
Yazımın başlığından da anlaşılacağı üzere asıl incelenmesi gereken alan rant ve asıl meselede bu rantın doğru vergilendirilerek varsıldan yoksula gelir transfer etmektir.
Rant Nedir? Rant Elde Etmek Suç mu?
“…Rant (rent) kavramı İngilizce’de bir yerin kiraya verilmesi anlamında kullanılmaktadır. Fransızca’daki rente kelimesi ise emeğe dayanmayan her türlü geliri ifade eden bir terimdir. İktisat literatüründe ise arzı uzun dönemde sabit olan üretim faktörlerinin fiyatı rant olarak ifade edilmektedir. (1)
Kentsel rantların oluşum ve bölüşüm süreçlerinin incelenmesinde dikkate alınması gereken bir iki kavram ise “rant kollama” ve “rant sağlama” kavramıdır. Bu kapsamda, rant sağlama ile rant kollama kavramları farklı anlamlar ifade etmektedir.
Kişiler sahip olduğu değer ve mallar nedeniyle, zaman zaman koşullarda meydana gelen değişimler neticesinde belli ilave gelirler elde edebilirler. Kendileri dışında gelişen olaylar nedeniyle örneğin, imar değişikliği nedeniyle bir kimsenin arsasının değerindeki artış durumunda ilgilinin rant sağlamasından bahsetmek mümkündür. Bu kapsamda rant sağlama çoğu kez meşru bir zeminde ortaya çıkar. Rant kollamada (rant seeking) ise durum farklıdır.
Belli bir alandan rant sağlamaya ilişkin olarak kişiler özel ve çoğu kez hukuk dışı veya ahlak dışı davranışlarda bulunurlar ve sağlanan rant bu eylemlerin bir sonucudur. Örneğin kişilerin sahip olduğu büyük gayrimenkullerin imar durumunun bu gayrimenkullerin değerini önemli düzeyde artıracak şekilde değiştirilmesi için yürütülen çabalar, ilgili kişilerin çeşitli araçlarla veya sağlanan menfaatlerle ikna edilmesi birer rant kollama faaliyetidir…”(2)
Bu kapsamda rant kollama, çıkar ve baskı gruplarının Devlet tarafından suni olarak yaratılmış bir ekonomik transferi elde etmek için giriştikleri faaliyetlere ve bu amaçla yapmış oldukları harcamalara verilen isimdir. Suni rant ile kastedilen, bizzat Devlet tarafından bazı ekonomik faaliyetler üzerinde sınırlamalar konulması veya ekonomik nitelikli veya ekonomik sonuçlar doğuran faaliyetlerin bizzat Devlet tarafından düzenlenmesi suretiyle ortaya çıkan rantlardır. Bu yönüyle rant kollama, ortaya çıkan suni rantı elde etmek için girişilen faaliyet ve çabalara verilen isimdir. (3)
Kentsel Rant Vergilenerek, Kentin Oluşturduğu Değer Kent İçin Harcanabilir.
Eski dönmelerden itibaren rantı topraktan sağlanan menfaatler yani ürünler ve bu ürünlerden alınan paylar olarak tanımlarken geldiğimiz noktada rant artık bir bakıma devlet eli ile artırılan toprak değerinin imtiyazlı belli gruplar arasında paylaşılması olarak tanımlanmaktadır. Özellikle kentsel rantlar; toplu konut projeleri, usulsüz kat artışları, çeşitli kentsel dönüşümler, plan değişikliği, yenileme, koruma projeleri ve sosyal konut uygulamaları sonucunda arsa değerleri ani ve çok hızlı yükselmekte ve bu husus kentsel bir rant yaratmaktadır.
Bu kapsamda;
- Plan kararları ve değişimleri,
- Yeni ticari faaliyetlerin yer seçimi,
- Kentsel altyapı ve ulaşım imkânlarının gelişimi,
- Sosyal servisler,
- Spekülatif faaliyetler,
- Ana trafik aksanları,
- Kat yükseklikleri,
- Belediyelerin yatırımları
gibi unsurlar, kentsel rantın oluşumunda etkili olabilmektedir.
İşte bu rantın vergilendirilmesi hem vergi adaleti, hem gelir dağılımının düzelmesi hem de bütçeye kaynak oluşturması açısından çok önemlidir. Özellikle Avrupa’da bazı ülkelerde uzun zamandır uygulanan “rant vergisi” (rent tax) bu anlamda örnek teşkil etmektedir.
Rant vergisi Avustralya, Danimarka, Estonya gibi gelişmiş ülkelerde uygulanmakta olup, Avustralya’da ise rant vergisinden elde edilen gelir kamu gelirleri içerisinde önemli bir paya sahiptir.
Ülkemizde gayrımenkul dediğimiz bina, arsa, arazi satışı temelde vergilendiriliyor gibi görünse de aslında endeksleme, istisna vb. bazı uygulamalardan dolayı gerçek mahiyette vergilendirilememektedir. Örneğin 4 kat imarlı bir arsada plan değişikliği ile bu imarın 8-10 kata kadar çıkarılması bir ranttır ve kamu bu ranttan pay almalıdır. Netice itibariyle verdiğimiz örnekte değer artışı kamu tarafından sağlanmakta ve işi üstlenenler daha fazla gelir elde etmektedir. Her ne kadar geliri artarsa ödeyeceği vergi matrahı da artar ya da KDV’si de artar diye düşünülse de; tapu harçlarından dolayı alım satım bedellerinin düşük gösterilmesi, maliyetlerin şişirilmesi gibi yöntemler nedeniyle maalesef kamunun vergi kaybı daha da artmaktadır.
Şüphesiz ki kat plan değişiklikleri, imar plan değişiklikleri vb. uygulamalar yıllardır bu coğrafyada olan şeylerdir. En azından bu gerçeklikle bir an evvel yüzleşip doğru vergileme ile oluşan veya oluşacak bu rantlardan kamuya kaynak aktarılmalı ve böylece az da olsa çok kazanandan çok az kazanandan az vergi alarak vergi adaletsizliği azaltılmalıdır.
David Harvey‘den ilham alarak söyleyeyim; aslında en iyi kentleşme, en az rant yaratandır. İmar planlarının kentsel rant yaratmak değil, yaşanabilir şehirler oluşturmak için yapılması gerektiğini ve bunun gerekliliğine inandığımızı belirtelim. Bu inancımız gerçekleşmiyorsa ne yapabiliriz? Bu kez yapmamız gereken, ikinci en iyi politika seçeneği (veya daha az kötü) olarak, bu rantları tekrar topluma döndürmek, kent için harcamak için vergilendirmek olmalı.
Bu kapsamda, çok kazanandan çok vergi sloganı ile hazırlanan torba yasada “değerli konut vergisi” gibi unsurların kent rantlarının vergilenmesi gibi daha önemli konuların önüne perde çekmede kullanılan birer araç olduğunu düşünüyorum.
Kent rantlarının, genel ekonomi, kentleşme ve en önemli siyasi sistemle yakın ilişkili olduğunu, siyasetin finansmanı boyutu ile de ele alınması gerektiğini biliyorum. Yukarıdaki önerilerimiz safdillik sonucu yapılmış değil, Bizimki, her zaman olduğu gibi, kuyuya bir taş atmak, konu hakkında farkındalık oluşturmak. Bazısı yaptığımıza, “suya maya çalmak” da diyor. Desin. Ne de olsa Nasreddin Hoca’nın coğrafyasında yetiştik.
12.01.2020
Başkent Üniversitesi Öğr. Gör.
NOT: Tüm hakları yazarına aittir. Yazar adı ve vergiyedair.com sitesindeki aktif linki belirtilerek kısmi alıntı yapılabilir. Yazardan izin alınmaksızın aynen yayımlanamaz veya farklı şekillerde kullanılamaz. Aksi davranışlar için gerekli hukuki süreç başlatılır.
Dipnotlar:
(1) Çaha, H. (2003). Rant Kollayan Bir Topluma Doğru. C. C. Aktan içinde, Yasal Soygun Çıkar Grupları ve Rant Kollama, s. 47.
(2) Kentsel Rant, https://vergidosyasi.com/2017/04/03/kentsel-rant/
(3) Aktan, C. C. (2003). Görünmez Ayak ve Milletlerin İsrafı: Rant Kollama. C. C. Aktan içinde, Yasal Soygun Çıkar Grupları ve Rant Kollama (s. 15-34). İstanbul: s. 19.
Kategoriler:RANT VERGİLEMESİ
1 reply »