ÖTV

VERGİSİZ CEP TELEFONU VAADİ MASALA DÖNMESİN. GENÇLERİN MASAL DİNLEME ÇAĞI ÇOKTAN GEÇTİ.

VERGİSİZ CEP TELEFONU VAADİNDE İPE UN MU SERİLİYOR?

Cumhurbaşkanlığı seçim yarışı sırasında Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından “Yükseköğrenimdeki gençlerimize bir defaya mahsus olmak üzere cep telefonu ve bilgisayar ediniminde vergi muafiyeti sağlayacağız, ayrıca aylık 10 GB ücretsiz internet vereceğiz.” vaadinde bulunulmuştu. 28 Mayısta seçimler neticelendi ve gençler o günden beri verilen sözün tutulmasını bekliyorlar.

Aradan üç ay geçti. Ama gençlere verilen söz yerine getirilmedi. Ancak basına yansıyan haberlerden, cari açık, bütçe yükü ve benzeri gerekçelerle verilen sözün sulandırıldığı izlenimi edinilmektedir. Nitekim, 22 Ağustos 2023 tarihinde yapılan Kabine toplantısından yansıyan haberler, vergi muafiyeti tanınacak telefonların yerli telefonlarla sınırlı olacağını belirttiği yönünde. Aşağıda bu yöndeki haberden bir paragrafı aynen sunuyorum:

Şimşek, yapılan çalışmada indirimin sadece yerli telefonlarla sınırlı olacağını ifade etti. Toplantıda olan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır yerli denilince tek bir telefon markasının söz konusu olmadığını, Türkiye’de yatırımı olan uluslararası markaların da bu indirimden yararlanabileceğine işaret etti. Bu konuda bir sonraki kabine toplantısına kadar çalışma yapılmasına ve o çalışmanın değerlendirilmesine karar verildi.CNNTÜRK

VERGİSİZ TELEFONUN CARİ AÇIK GEREKÇESİ: GENÇLER MASAL ÇAĞINI ÇOKTAN GEÇTİLER.

Cep telefonu talebindeki artışın cari açığı artırıcı yönde etkide bulunması beklenir. Türkiye’de satılan telefonların %69’u çoğu ithal, bir kısmı Türkiye’de montajı yapılan üç markanın telefonundan oluşuyor. Montajı Türkiye’de yapılanların da önemli kısmının ithal edildiği dikkate alındığında cep telefonunda dışa bağımlı olduğumuz bir gerçek. Yani gençlere vergisiz telefon vaadinin cari açık gerekçesiyle yerli telefona yönlendirilmesinin mantığı yok. Çünkü, yerli olarak ortaya konulan telefonlarda kullanılan pek çok parça da zaten ithal ediliyor. Dolayısıyla gençlere verilmiş sözü tutar gibi görünmek için anlatılan “cari açık masalı”nı bir kenara bırakın. Karşınızda üniversite çağında gençler var. Bu gençler masal dinleme çağını çoktan geçtiler.

Şekil 1: 2023 Yılı İlk Üç Ayında Markalara Göre IMEI Kaydı Yapılan Mobil Cihaz Adedi (1.000)

Kaynak: BTK

Yukarıdaki şekilde görüldüğü üzere Türkiye’de yılda 12-13 milyon yeni telefon satılmakta olup satılan bu telefonların çoğunluğu ithaldir. İmal veya montaj edilenler de zaten ithal ekran, kamera, çip ve benzerlerini kullanmaktadırlar.

HERKES İÇİN ÖTV’YE VE TRT BANDROL ÜCRETİNE TABİ OLMAMASI GEREKEN CEP TELEFONUNUN GENÇLERE BİR DEFALIĞINA VERGİSİZ SATILACAK OLMASINA SEVİNMELİ MİYİZ?

Ancak öncesinde aşağıdaki açıklamayı yapmadan geçemem: Cep telefonu üzerindeki ÖTV ve TRT bandrol ücreti gibi vergi benzeri unsurlar diğer ülkelerde yok. Çünkü cep telefonu lüks değil. Oralarda vatandaşın arabasından, radyosundan, televizyonundan, cep telefonundan, tabletinden bandrol ücreti alan bir kamu yayıncısı(!) da yok. Dolayısıyla aslında biz üzerinde hiç ÖTV yükü olmaması gereken cep telefonunun sadece üniversiteleri gençlere, bir defalığına vergisiz verilmesi vaadinin sulandırılması sürecini yaşayan talihsiz vergi mükellefleriyiz.

Aslında alınmaması gereken bir vergiden vazgeçmenin zorluğunu yaşayan bir vergi idaresi ve yönetim anlayışıyla karşı karşıyayız.

CEP TELEFONUNDA VERGİ YÜKÜ NE KADAR?

Vergisiz fiyatı 25.000 TL olan bir cep telefonuna yaklaşık 26.000 TL daha vergi ödeyerek 51.000 liraya sahip olabiliyoruz. Bir tane kendimize bir tane maliyeye cep telefonu alıyoruz. Maliye idaresinin gençlere vergisiz telefonla ilgili vaadin yerine getirilmesindeki direnci, kendine verilen cep telefonundan vazgeçmek istememesinden kaynaklanıyor. Bu kadar ballı ve kolay vergicilikten kim vazgeçmek ister ki?

Cep telefonuyla konuşmak için ödediğiniz vergileri de dikkate aldığınızda bir tür “mobil vergi dairesi”ne dönüşen bu kalemden iktidar kolay bir şekilde vazgeçmek istemiyor.

Bu arada daha önce yaptığımız aşağıdaki hatırlatmayı da tekrarlayalım:

VERGİSİZ CEP TELEFONU VAADİNİN BÜTÇEYE YÜKÜ NE OLUR?

Maliye bürokrasisi gençlere vergisiz cep telefonu vaadini yerine getirmenin oluşturacağı yükü hesaplamak için uğraşıyorlardır. Bir gecede getirilen ve bu yıl sonunda Merkezi Yönetim Bütçesi ve Merkez Bankasına bir trilyonun üzerinde yük oluşturmasını beklediğimiz kur korumalı mevduatın yükünün hesabı için herhalde hiç çalışılmamıştı. Çünkü Bakan Nebati ilk açıklamalarında KKM’nin bütçeye yükünün olmayacağını söylemişti. Demek ki, KKM işine hesapsız kitapsız girilmiş. Ancak konu gençlere vergisiz telefon olunca, üç aydır çalışılıyor ve işin içinden çıkılamadı. Biz burada bazı parametrelerle ilgililere yardımcı olalım istedik.

Üniversitede eğitim gören gençlere verilen vergisiz cep telefonu ve bilgisayarın bütçeye getireceği yükü hesaplamak için bazı parametrelere ihtiyacımız var. Bunlardan en önemlisi getirilecek muafiyetten yararlanabilecek potansiyel öğrenci sayısıdır. Öncelikle bu konuda bir analize ihtiyaç var.

Cumhurbaşkanı “Yükseköğrenimdeki gençlerimize” bu muafiyetin sağlanacağını söyledi. Burada “yükseköğretim” ve “genç” tanımının nasıl yapılacağı önem kazanıyor.

Yüksek öğretimde “ön lisans”, “lisans” , “yüksek lisans” ve “doktora” aşamasında eğitim görenler var.

Tablo 1: Öğrenim Düzeyine Göre Yükseköğretim Öğrenci Sayısı

Kaynak: YÖK

Yukarıdaki verileri göre 7 milyon yükseköğrenim öğrencisi var. Ancak mevzuatta belirlenecek kıstas veya sınırlamalara göre bu sayı çok aşağılara inecektir.

Örneğin yüksek lisans ve doktora öğrencilerini dışarda bıraktığınızda muafiyetten yararlanacak kişi sayısı 550 bin kişi azalıyor. Açık öğretim fakültesinde okuyanlardan daha önce herhangi bir lisans programını tamamlamış olanlar ile belli bir yaş sınırının üzerinde kalanları da çıkardığınızda bu sayı 1 milyon kişi daha azalabilir. Sonra, yükseköğretimde kaydı olan ama yükseköğretimini süründüren, pasif duruma düşen, ikinci kez üniversite okuyan, belli yaşın üzerinde olanları da çıkardığınızda muafiyetten yararlanabilecek öğrenci sayısı 2-3 milyona inecektir. 2022 YKS sonuçlarına göre yükseköğretime kaydını yaptıranların sayısının 634.664 olduğu hususu da istisnadan yararlanabilecek yükseköğretim öğrenci sayısının 2-3 milyon aralığında olacağı tezimizi doğrulamaktadır.

Yukarıdaki veriler üzerinden bazı simülasyonlar yapalım. Burada muafiyet şartlarını taşıyan öğrenci sayısını 2,5 milyon olarak kabul ettik. Diğer unsurlara göre göre senaryolar aşağıdaki gibidir.

Tablo 2: Çeşitli Senaryolara Göre Muafiyetle Sağlanması Muhtemel Vergi Avantajı

Yukarıdaki varsayımların içinde babasının şirketi üzerinden en lüks telefonu alıp KDV’sini indirip gider yazanlarla fiyat sormadan yılda bir en lüks telefonu satın alan imtiyazlı azınlık yok.

Türkiye’de çalışanların çoğunun yoksulluk sınırının altında yaşadığı, yüksek enflasyona karşı yaşam mücadelesi verdiği ortamda ancak 3 nolu senaryonun geçerli olacağı şeklindedir. Bu durumda da 15 milyar liralık bir vergi avantajı sağlanacak, ancak bu avantajın bütçe dengesine yansıması daha düşük olacaktır. Çünkü bu bir tür vergi avantajıdır. Bu avantaj, sağlanan bir muafiyet nedeniyle artan talepten kaynaklanacağı için mevcut bütçe gelir tahminleri üzerindeki etkisi 3-5 milyar civarında olacaktır.

Şimdi bazı arkadaşlar soracaklar: “Ozan Hocam, saatlerce uğraşıp bu kadar veriyle boğuşup bu kadar zamanını niye harcadın?”. Bu çalışmayı, gençlere yanlış yapılmasın diye yaptım. Çünkü daha önce çalışanların yararına olacak düzenleme önerilerine abartılı maliyet rakamlarıyla karşı çıkıldığını gördük. KKM gibi ucube bir sistemle kamuya trilyonluk yük yükleyip “ohh” çekerek giden bir Bakanın tarife düzenlemesinin yükünün 200 milyarı geçtiğini belirtmesi gibi. Oysa gerçek maliyetin o kadar olmadığını verilerle ortaya koymuştuk.

Son sözüm şu: aslında ÖTV’ye, TRT bandrol ücretine tabi olmaması gereken ürünlerin yükseköğretim öğrencilerine bir defaya mahsus vergisiz verilmesi bir seçim vaadi bile olmamalıydı. Ama oldu. Bu durum, nasıl bir vergi cenderesinin içinde olduğumuzun da açık ilanıdır. O zaman bu vaadi sulandırmadan, oraya buraya çekmeden yerine getirin. Bütçeye yükü de öyle zannettiğiniz gibi yüksek değil. Bize ve gençlere bu masallarla gelmeyin lütfen…

26.08.2023

Dr. Ozan BİNGÖL

Vergi Uzmanı

NOT: Tüm hakları yazarına aittir. Yazar adı ve vergiyedair.com sitesindeki aktif linki belirtilerek alıntı yapılabilir. Aynen yayımlanması durumunda vergiyedair.com sitesinden alındığı belirtilerek yazının aktif linkine yer verilmesi gerekir. Bu yazıda yer alan veri ve hesaplamalar kaynak gösterilmeden kullanılamaz. 

Yorum bırakın