Vergi devletle birlikte var olan bir olgu. Tarihsel süreçte çok farklı adlarla vergi alınmıştır. Günümüzde de yüzlerce ad altında çok farklı unsurlar üzerinden vergi alınmaktadır. Peki, neyin üzerinden ve kimden ne kadar vergi alınacağı kararı neye göre verilir. Başka bir deyişle, verginin konusu, mükellefi, oranı, uygulanacak indirim, istisna ve muafiyet hangi kriterler esas alınarak belirlenir?
Konuya İlişkin Kenan BULUTOĞLU (1) neyin, kimin ne kada vergileneceği konusunda dört temel kriterden bahsetmektedir. Bunlar:
1- Mali verim ilkesi: Vergi gelirlerinin mümkün olan en düşük maliyetle karşılanmasıdır. Vergi idaresinin en kolay ve masrafsız şekilde en çok vergi toplamasını ifade eder.
2- Adalet ilkesi: Kişilerin ödeme gücünü dikkate alarak, yatay ve dikey adaleti gözetecek şekilde vergileme ilkesidir. Zor bir vergiciliktir. Mali güce göre vergileme ilkesi ile birllikte çalışır.
3- İktisadi uygunluk ilkesi: Konulacak verginin ekonomik yaşamın gereklerine ve gelişmesine engel olmamasını ifade eder. Vergisel önlemlerin, genel ekonomik faaliyetleri engelleyici olmaması gerekir. Bazı durumlarda ise teşvik edici ve geliştirici olması beklenir.
4- Siyasi uygunluk ilkesi: Siyasal iktidarın dayandığı güç veya kesimlerin çıkarları ile fazla çatışmayan kaynakları vergilemek anlamına gelir. İktidarda bulunanların, seçimlerde oy potansiyeli gördüğü kesimleri fazla vergilememesi yönünde davranmasını ifade eder. Bu ilke bazen, siyaseti finanse edenlerin vergisel anlamda daha avantajlı şekilde vergilenmesi veya vergi dışı tutulmasını da içerebilir.
Sayın NADAROĞLU’nun yukarıdaki ilkelerine ayrıca çevre, sağlık ve benzeri extra fiskal amaçlara uygunluk ilkesini de biz ekleyelim. Vergiler artık, çevrenin, sağlığın, toplumun korunması ve benzeri amaçlara da hizmet eden önemli bir araç. Bu amaçları yerine getirirken vergi sırf bütçeye katkısı perspektifi ile değerlendirilmez, çevreye, topluma sağlayacağı katkılar, negatif dışsallıkları azaltma etkileri de göz önünde bulundurulur.
Yukarıdaki ilkelerden mali verimlilik ve iktisadi uygunluk ilkeleri nispeten teknik boyutlu ilkeler. Tatbiki daha kolay. Adalet ilkesi hassas terazi, çok farklı vergi araç ve yöntemlerine müracaatı gerektiriyor. Siyasi uygunluk ilkesinin vergilemede temel ilke olarak esas alındığı durumlarda diğer ilkeleri, özellikle de vergilemede adalet ilkesini bir kenara bırakmak gerekecek. (2)
Türkiye’de vergileme alanında yapısal reformlardan söz edildiği bu günlerde, vergi alanındaki yapısal reformların nirengi noktası olarak, siyasi uygunluk ilkesinin bir kenara bırakılması gereği ortadadır.
09.04.2019
Başkent Üniversitesi Öğr. Gör.
Kaynaklar:
(1) Kenan BULUTOĞLU, Türk Vergi Sistemi Cilt 1, Fakülteler Matbaası, 1978, s. 32.
(2) VERGİDOSYASI, “Neyin, Kimin, Ne Kadar Vergileneceğinin Kararı” https://vergidosyasi.com/2018/06/09/neyin-kimin-ne-kadar-vergileneceginin-karari/
NOT: Tüm hakları yazarına aittir. Yazar adı ve vergiyedair.com sitesindeki aktif linki belirtilerek kısmi alıntı yapılabilir. Yazardan izin alınmaksızın aynen yayımlanamaz veya farklı şekillerde kullanılamaz. Aksi davranışlar için gerekli hukuki süreç başlatılır.
Kategoriler:GENEL