GENEL

VERGİ, BAZILARI İÇİN DEĞİL; HERKES İÇİN “ANAYASAL BİR ÖDEV, AHLAKİ BİR GÖREVDİR.”

Son günlerde sıkça konuşulan bir konu var; özel  bir şirketin Kızılay üzerinden yaptığı bağış işlemi. Konu siyasetin alanına intikal ettiğinden çok fazla konuşmak istemedim. Ancak, konunun vergisel boyutu ile ilgili bilen bilmeyen herkesin bir şeyler söylediğini, bu nedenle de konunun asıl mecrasından çıktığını, sorulması gereken temel soruların sorulmadığını, konunun önemli boyutlarının yüzeysel tartışmalar ile “peçelendiğini” görünce aşağıdaki yazıyı yazma konusunda kendimi mecbur hissettim.

Öncelikle yapılan işlemin vergisel bir boyutunun olmadığını, olayın içeriğinin yapılan bağıştan daha vahim olduğunu belirterek konuya başlamak isterim.

Bağışı yapan şirket 2016 yılının şubat ayı itibariyle “Gayrımenkul Yatırım Ortaklığı” (GYO) statüsüne dönüşmüş bir şirkettir. Bunu neden söylüyorum, çünkü 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5’inci maddesinin 1 no’lu fıkrasının (d) bendi uyarınca, gayrimenkul yatırım ortaklıklarının kazançları kurumlar vergisinden istisnadır. Ayrıca KVK’nun 15’inci maddesinin 3 numaralı fıkrasında gayrimenkul yatırım ortaklığı kazançlarından, dağıtılsın veya dağıtılmasın, kurum bünyesinde % 15 oranında vergi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmış olmakla birlikte, 2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile bu kazançlar üzerinden yapılacak olan (bu kazançlar dağıtılsın dağıtılmasın ) stopajın oranı da % 0 olarak belirlenmiştir.

Şimdi gelelim GYO statüsüne dönüşmeye. Hali hazırda bağışı yapan şirket 2013 yılında ilgili özelleştirme ile ile gaz dağıtım işini aldıktan sonra 2016 yılının Şubat ayında GYO statüsü almıştır. Oysa SPK mevzuatında bir şirketin GYO olabilmesi için aranacak şartlar açık ve nettir. Yine SPK’nın kendi internet sitesinde kısaca belirttiği kuruluş şartları şöyledir;

Gayrimenkul yatırım ortaklığının amacı, getiri potansiyeli yüksek gayrimenkullere, gayrimenkule dayalı projelere yatırım yapmak, portföyündeki gayrimenkullerden kira geliri ve gayrimenkul alım satım kazancı elde etmektir. Portföyündeki varlıklardan kazanç elde eden gayrimenkul yatırım ortaklığı, yılsonunda bu kazancı, Sermaye Piyasası Kurulu düzenlemeleri çerçevesinde, ortaklarına temettü olarak dağıtabilmekte ve böylece gayrimenkul gelirini ortaklarına aktarabilmektedir.

Gayrimenkul yatırım ortaklıkları gayrimenkullere, gayrimenkullere dayalı haklara ve gayrimenkul projelerine portföy değerlerinin en az % 50’si oranında yatırım yapmak zorundadırlar. Asgari % 50 oranı sağlanamazsa SPK’ya başvurulur ve SPK yapacağı değerlendirmede bir defaya mahsus olmak üzere ortaklığa bir yıl süre tanıyabilir.

Ayrıca, gayrimenkul yatırım ortaklıkları, sermaye piyasası araçlarını alabilir ve satabilir, borsa para piyasası ve ters repo işlemi yapabilir, Türk Lirası veya yabancı para cinsinden vadesiz ve vadeli mevduat hesabı açtırabilirler ve ayrıca sermaye piyasası araçlarını ödünç verebilir.

Gayrimenkul yatırım ortaklığı sisteminde likiditesi daha düşük olan gayrimenkulün kendisinden ziyade, ona yatırım yapan bir şirketin paylarının satın alınması, gayrimenkul yatırımının likidite edilmesi sorununu ortadan kaldırmaktadır.

Gayrimenkul yatırım ortaklıkları, sadece gayrimenkule dayalı portföy işletmeciliği faaliyeti kapsamında faaliyet gösterebilirler. Bunun doğal bir sonucu olarak, gayrimenkul yatırım ortaklıkları aktiflerinde makine ve ekipman bulunduramazlar. Ayrıca, inşaat işlerini kendileri üstlenemez, proje yürütemez, ancak inşaatını başka şirketlerin gerçekleştirdiği projelere finansman sağlayabilirler.

Hemen aklınıza ilgili şirketin zaten gayrımenkul ile uğraştığı gelebilir ancak o işleri için zaten soy isimleri adına kurulu olan bir GYO bulunduğunu hatırlatmakta yarar bulunmaktadır. Faaliyet konusu gaz dağıtımı olan Başkengaz’ın, dağıtım için kullandığı borular nedeniyle sahip olduğu irtifak hakkına ilişkin gayrimenkullerden dolayı bir Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı olup olmadığı hususu tartışılması gereken önemli bir alandır. Asıl faaliyeti gaz dağıtımı olan şirkete GYO unvanı verilirken mevzuat çok mu esnetilmiştir? Yoksa hatalı mı yorumlanmıştır? Bu soru önemlidir. Çünkü sonucu önemli miktarda vergiden, kamusal kaynaktan birilerinin lehine vazgeçmektir.

Konu ile ilgili;  Seri: VI, No: 11 “Gayrimenkul Yatırım Ortaklıklarına İlişkin Esaslar Tebliği” ile düzenlenmiştir. Söz konusu Tebliğe Sermaye Piyasası Kurulunun internet sitesindeki (http://www.spk.gov.tr) mevzuat bölümünden ulaşılması mümkündür. Ayrıca, gayrimenkul yatırım ortaklıkları ile ilgili ihtiyaç duyulabilecek bilgilere, söz konusu internet sitesinde yer alan “sermaye piyasası kurumları” bölümündeki “yatırım ortaklıkları” başlığından ulaşılması mümkündür.

Sonuç olarak;

Vergi tekniği veya uygulamaları konusunda bilgi birikimi sahibi olmayan pek çok kişinin eline kalem kağıt alıp vergi hesabına girmesi, hatta gecikme faizine kadar hesaplaması konunun özünün kaçırılması ve kamuoyunun dikkatinin olayın asıl boyutundan uzaklaştırması neden olmaktadır. Şirketin statüsü, faaliyet alanı, kazancın niteliği, muafiyet, istisna hükümleri ile ilişkisi, ilgili yılda elde ettiği kazancın miktarı ve benzeri elinde hiçbir veri olmadan yapılmış bir bağış nedeniyle ne kadar vergi çıkacağı konusunda “Vergi Müfettişliğine” soyunan, neredeyse “vergi inceleme raporu” yazanları görünce insan hayrete düşüyor. 

Bağışlama işleminin yapıldığı tarihte ilgili şirket GYO olduğundan Kurumlar Vergisi Kanunu 5/1-d maddesi gereğince açık ve net olarak Kurumlar Vergisinden istisnadır. E-devlet üzerinden vergi kimlik numarası ve bağlı olduğu vergi dairesini bilen her vatandaş mükelleflerin son üç yıllık matrah ve vergilerini gösteren vergi levhası bilgilerine erişebilir. Google üzerinden “e-vergi levhası sorgulama” diye aratın sonra ilgili linkleri takip edin mükelleflerin son üç yıllık matrah ve vergilerine ulaşabilirsiniz.

Tartışmalara konu bağışı yapan işletme, gaz dağıtım hizmeti vermesine karşın, bir türlü gayrimenkul yatırım ortaklığı statüsü elde ederek kurumlar vergisinden istisna tutmayı başarmıştır. Bu nedenle bağışı ne kadar ve nereye yaptığının vergisel açıdan bir önemi yoktur. Çünkü şirket bağışlama işleminin yapıldığı dönemde GYO’dur ve bu nedenle kurumlar vergisi ödememektedir. Zaten kurumlar vergisi ödemeyen bir şirketin bağışlama işlemini nereden yaptığının da önemi de kalmamaktadır. 

Kamuoyunda yanlış algılara sebebiyet verecek şekilde yazılan; şuraya bağışı yapsaydı şu kadar vergi öderdi, şöyle olsaydı bu kadar vergi öderdi, bu işin şu kadar mali nitelikli cezası vardır, vergi ödememek için bu işlem yapılmıştır gibi söylemler yukarıda açıkladığım nedenlerden dolayı vergi hukuku, tekniği ve uygulamaları konusunda yeterince bilgi birikimine sahip olmayanların ortaya koyduğu bir yaklaşımdır. Bilgisizlikten kaynaklanacak böyle yorumlar mazur görülebilir. Ancak bu tür yorumlar işin asıl mahiyetinin anlaşılmasına engel olmak için yapılıyorsa bunu mazur görmek mümkün değil. Ayrıca bugüne kadar kamuoyunu doğru bilgilendirmek gerekliliğimizden ötürü bu durumu dile getirmek zarureti hissettiğimden konuyu yazdığımı bilmenizi isterim.

Doğru soruları sormadan doğru cevaplara ulaşmak mümkün değildir. Konunun anlaşılmasına yardımcı olacak bazı sorular: 

  • Gaz dağıtım şirketi nasıl olur da kazançları vergiden istisna olan Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Statüsü elde eder?
  • Yıllık kazancının değil 8 milyon doları, 2017’den beri tüm kazançları vergisiz olur?
  • 2016 yılının Şubat ayında GYO statüsünün alınmasında süreç doğru işlemiş midir?
  • Konu ile ilgili olarak 2017 yılının sonunda Maliye Bakanlığı da 13 nolu Kurumlar Vergisi tebliği yayımlayarak “ünvanının GYO olması kesinlikle kurumlar vergisi istisnasından yararlanır anlamına gelmemektedir, işin mahiyetinin de buna uygun olması gerekmektedir” demiştir. Bu tarihten itibaren kurumlar vergisi vergi alınmış mıdır? Alındı ise ne kadarlık bir kurumlar vergisi tahsilatı yapılmıştır?
  • Diğer bir soru ise, ilgili şirkete GYO statüsü sağlandığından dolayı devletin vergi kaybı var mıdır? Varsa devletin toplam ne kadarlık bir vergi kaybı olduğudur?
  • Bağış işleminde tartışılması gereken ise, GYO olan şirketin bağışlama işleminin vergisel açıdan ilgili şirkete sağlayacağı hiçbir fayda yok iken neden Kızılay buna alet edilmiş ve onun üzerinden işlem yapılmıştır?
  • Kızılay bu işe neden alet olmuştur?
  • Bağışın farklı kurumlar üzerinden dolaştırılarak yapılması suretiyle bağıştan nihai olarak yararlananlara ulaşılması mı engellenmektedir?

En başından söylediğim gibi vergi çok önemli bir konudur. Mesele bu nedenle yabana atılacak bir mesele değildir. Ve asıl mesele;

  • Bu yaşadıklarımız ile birlikte verginin ve vergi ödeyicisi olduğumuzun farkında olma meselesidir.
  • Doğumdan ölüme, ekmekten suya, iğneden ipliğe kadar her vatandaş her şeye vergi öderken bazı muafiyet ve istisnalar ile kimlerin vergi ödemediği meselesidir.
  • Bu muafiyet ve istisnalar sayesinde belli başlı imtiyazlı grupların, kişilerin, sektörlerin ortaya çıkarılması meselesidir.
  • Yürütme organına verilen sınırsız yetkilerin verginin yasallığını fiilen ortadan kaldırması meselesidir.
  • Vergilendirme işinin parlamento dışına çıkarılmaması, verginin yasallığından vazgeçilmemesi, temsilsiz vergi olmaz ilkesinin harfiyen uygulanması meselesidir.
  • Vergi ödediğini bilen ve vergilerinin nerelere harcandığını sorgulayan bireyler ile ancak gerçek demokrasiye kavuşabileceğimiz meselesidir.
  • Sürekli getirilen vergi afları ile vatandaşın devlete olan güven ve aidiyet duygusunun uzun vadede zedelenmesi meselesidir.
  • Torba yasalar ile vergi kanunlarının yapılmaması gerektiği meselesidir.
  • Mali sistemin her açıdan şeffaf, hesap verebilir ve saydam olması zorunluluğu meselesidir.
  • Vergi ödeyenler kadar kimlerin, niçin ödemediğinin de sorgulanması meselesidir.
  • Mesele, verginin belli kesim için değil, her vatandaş, her bir işletme için “Anayasal bir ödev ve ahlaki bir görev” olduğu bilincinin yerleştirilmesi; Gelir İdaresinin, Vergi Denetim Kurulunun bunu herkese hissettirecek uygulamalar yapma meselesidir.
  • Mesele, örümcek ağı gibi sinekleri yakalayan ancak ayıların delik deşik edip geçtiği ve yakalanmadığı bir vergi sistemi/yapısı değil; vergi vermeyen herkesi ayrım gözetmeksizin tespit eden ve vergiyi tahsil eden bir vergi idaresine sahip olma meselesidir.

Ve mesele göründüğünden daha derindir…

Yüzeysel yorumlar, meselenin derinliğinin kavranmasını peçelemektedir. 

03.02.2020

Dr. Ozan BİNGÖL

Başkent Üniversitesi Öğr. Gör.

NOT: Tüm hakları yazarına aittir. Yazar adı ve vergiyedair.com sitesindeki aktif linki belirtilerek kısmi alıntı yapılabilir. Yazardan izin alınmaksızın aynen yayımlanamaz veya farklı şekillerde kullanılamaz.  Aksi davranışlar için gerekli hukuki süreç başlatılır.

 

Yazının yansımaları:

MMO’DAN BAŞKENTGAZ’IN UYGULAMALARI ÜZERİNE

https://www.tmmob.org.tr/icerik/mmodan-baskentgazin-uygulamalari-uzerine

http://www.t24.com.tr

“Başkentgaz zaten kurumlar vergisinden muaf tutulmuş; Kızılay üzerinden Ensar Vakfı’na bağış meselesi göründüğünden daha derin”

Sözcü Gazetesi

Başkent Gayrimenkul Şirketi Kızılay da Aracı Kurum

7 replies »

  1. bence buradaki temel problem, bir gaz dağıtım şirketi nasıl olur da GYO olur ve vergiden muaf hale getirilir. kim böyle bir şeye karar verip alınacak vergiden halk adına vazgeçer, asgari ücretli vatandaşın dünya kadar vergi ödeyip yaşam mücadelesi verdiği bir ortamda üstelik.

    Beğen

    • ZATEN 8 MİLYON DOLARI BİZDEN ALDILAR NASILMI DERSENİZ TEKİRDAĞ’DA DOGALGAZ BULUNDUMU BULUNDU BIRAKIN DOGALGAZ A ZAM YAPILMASI EN AZINDAN SABİT KALMASI LAZIMDI NEDEN ZAM YAPILDI Gİ ANLASILDI

      Beğen

  2. Başkentgaz’ın ticaret ünvanındaki GYO ibaresine ve bunun olası vergisel sonuçlarına dikkat çektiğiniz için teşekkürler. Dediğiniz şekilde e-devlet üzerinden e-vergi levhası sorgulaması yapıldığında (MKK e-şirket üzerinden bir şirketin vergi dairesi ve numarasını öğrenmek mümkün) Başkent Doğalgaz’ın 2016, 2017 ve 2018’de sırasıyla yuvarlanmış olarak 783 bin TL, matrahsız ve 83 milyon 334 bin TL vergi matrahı beyan ettiği ve bunlar üzerinden 156 bin TL, sıfır TL ve 18 milyon 333 bin TL vergi tahakkuk edildiği ortaya çıkıyor. Şirket, belki yazıda bahsettiğiniz 13 nolu kurumlar vergisi tebliği sonucu belki de SPK mevzuatının GYO’lar için zorunlu kıldığı belli bir süre içinde halka açılma şartını karşılayamadığı için, 2016 yılında kazandığı kurumlar vergisinden muaf olma özelliğini 2018 yılından itibaren yitirmiş gibi gözüküyor.

    Gazeteci Celal Eren Çelik’in ortaya çıkarttığı belgeyle başlayan bu süreçte bence sorun kamuoyunda yaygın olarak takip edilen kişilerce yapılan yorumların yüzeysel olmasından çok konuyla ilgili gerçeklerin yeterince araştırılmamış olmasından ve kamu görevlileri ve şirket yetkililerinin kamuoyunu neyin ne olduğu konusunda yeterince aydınlatmamış olmasından kaynaklanıyor.

    Beğen

  3. Başkentgaz bildiğim kadarıyla altyapı GYO bu tür GYO ları 2017 yılından beri kurumlar vergisine tabi. Bu nedenle görüşünüze katılmıyorum. Burada tek amaç vergi kaçırmak ve rüşveti peçelemek.

    Beğen

  4. Benim bildiğim kadarıyla Başkentgaz bir altyapı GMY. Bu tür GMY ları 2017 yılından beri kurumlar vergisi mükellefi. Bu nedenle görüşünüze katılmıyorum. Bu operasyonda öncelikli amaç rüşveti peçelemek, ikincisi rüşvetin bir kısmını vergi avantajı olarak devletten karşılamak. saygılarımla

    Beğen

Yorum bırakın